eyecandydandy

cocosteaparty'den

which is a little odd.


*iş bu post peanut butter and black coffee'den inspired edildi.

America's New Year Resolution: Stop Being Stupid

by .mayken

yılın başının yeni bir sayfa açması hayatta çok da bana uyan bi'kavram değil herhalde.daha ziyade bendeniz okul yılının başını kendime start çizgisi olarak belirlemiş bi'insanevladıyım.o sebepledir ki sevgili 31 aralık ,sen sadece ve sadece bi'sebebsin benim için sapıtıp eğlenmeye.yoksa sana öyle harikulade anlamlar yüklemedim.new year's resolutions çok kıro zaten.bildiğin yalandolan.yapmayın yazık.

hayvanlarvebiz

ibelieveinads

dolunay ay.düşünüyorum ki 15*15 cmlik postacı "tarz"ındaki çantalar erkekleri itici yapan detaylar zirveye oynar."aııyy ersin karabulutu gördüm istiklalde."konsere git.me.~24 saattir uykusuzum.sen de boşboğaz ve aynı derecede bokboğazsın.metro kazaklısı.3 kişiler dağılın.baybay.

heysatan

s: What are you doing?
a: Remember that idea I had, about working stuff out on my own, and then finding you once I worked stuff out?
s: The ellipsis?
a: Yeah, the ellipsis, it's dumb. It's dumb. It's an awful idea. I'm not gonna do it, okay? Cause like you said, this is it. This is life. And I'm in love with you... I think that's the only thing I've ever really been sure of in my entire life. And I'm really messed up right now, and I got a whole lot of stuff I have to work out, but I don't want to waste any more of my life without you in it. And I think I can do this. I mean, I want to. I have to, right?
s: Yeah. Yes!
a: So what do we do? What do we do?


ayda dokuzdoksan hem de bayramda tüm kanallar bedava dedi acun,doğruymuş,banyo yapmamak için çabalarken denk geldiğim sahnenin bu olması yeterdi kirletmek için.inan.

Slim Chips are good and they contain no calories. Instead of getting fat you can now eat paper with different flavors. It's like eating tasty air. The Slim Chips are made out of edible paper and pure organic tastes.

growing jewelery adamı yapmış bunu da.yarabbim bunlar ne içiyorsa bana da getir piliiz.

elimdeki çizgileri hissettin mi delikırmızı asdjaruoıdhesajdfşoqapow

küçükken ben şimdi saçma gelen değil o zaman da saçma gelmemiş şeyler yapardım.yaptığım o saçma olmayan şeylerin bi'kaydı da vardı.ve ama ben bulamıyorum.teyze evinde olma olasılığı yüksek olan kilitli şey.şimdi,şuan,şudakka onu bulup okumaya çok ihtiyacım var.
02.09.2008 03:46

şu da var;ally mcbeal ın hangi bölümünde yarattığı hayal dünyasında kocası çocukları torunları olan ve bunlardan başka bir şeyi olmayan ama ölmek üzre olan bi'kadın vardı.hangi bölümünde?ilerde o kadın olma olasılığımın yüksekliğini fark ettiğimde çok korkmuştum.hayal diğerlerine ihtiyaç bırakmıyacak kadar güzelbi'şey.
07.12.2008 16:38

but i can't relate

sen,"herkesi kasaya koymamak lazım"adamı,çok kuğlsun,yavşak gülümsemenle.ve arkadaki şişko(yaşasın weightism!),sen,pazar öğlen vakti aldığın büyük boy cipsle eminim dünyayı kurtarmaya yetişiceksin,gerzek.heyecandan elleri titreyen kasiyer,yanındayım canım.

sen de çok şekersin ,gerzekgerzek.

asian stock markets

by israel.gallegos


gaelcim garciacım bernalcım duydum ki benden bi'hafta önce bursaya gidiyormuşsun.oldu mu bu şimdi.yıkıldım.adriana lima teşrif etmeden varım yokum diyen yarışmacıyım adeta:(

fotoğrafları için tıklayınızasdjksdıfghafdojasfkcjbshdvfyqawe

it's always sunny in philadelphia

♥

japan-ghosts


then she was like wow -->

Soundtracks for
Mannen som elsket Yngve

• "I wanna be adored"
  Performed by The Stone Roses
  
• "Love will tear us apart"
  Performed by Joy Division
  
• "Du sklei meg så nær innpå livet"
  Performed by The Aller Værste!
  
• "Når knoklene blir til gele"
  Performed by Raga Rockers
  
• "Ghost"
  Performed by Japan
  
• "Just like honey"
  Performed by The Jesus & Mary Chain
  
• "Just like heaven"
  Performed by The Cure
  
• "The One I Love"
  Performed by R.E.M.
  
• "Fittesatan Anarkikommando"
  Performed by Mathias Rust Band
  
• "Fortapt"
  Performed by Rolf Kristian Larsen
  
• "Ever Fallen in Love? (With Someone You Shouldn't've)"
  Performed by The Buzzcocks

fortapt

by smarsham

annem dün 8 suları itibariyle benimle aynı ilin sınırları içine girdi,ayni evin sınırları içine girmesi ise 11 i buldu.
ve bugün bir yandan bulaşıklar, bir yandan çamaşırlarla uğraşırken sarma için iç hazırlamaya çalışıyor,4 günlük mönüsünü benle paylaşıyor.
çok mutluyum.

ve neden karşıma çıkan turistlerin yüzde 99.9u bana sensörlü muslukların nasıl çalıştığını soruyor?

everyone finds out

bedük var ya hani.master of yakaları çekme hareketi.hani bir de sooğn sigağramsın veremeğm ellereeğğğ vardı.serhat.şimdi bu serhat aslında bedük.bedük de serhat.serhat bedük.bi'yerde bulunsun bu.

Bedük - Heartbreaker

special thanks to jormungand

ey türk mahkemeleri,
kararlarınızı verenler ne kadar gerzekler.

kebabın yanında amerikan salata.nealaga?!

yaşlanma belirtilerinden biri şu olabilir mesela;cumartesi gecesi dışarı çıkmak için tüm hafta plan yaptıktan sonra tv de görülen kavak yelleri diziciğinin tanıtımından sonra evde kalmak ve dışarı çıkmak arasında gidip gelmek neticede elde örgü disko kralı izlemek bu saatte.
please kill me.

ekşın!

by Daveybot



insanların en az yüzde 80 i günde 10 dolardan azıyla geçiniyor.yaklaşık bi'milyar insan kendi adlarını yazmayı bilmeden milenyuma girdi.1.6 milyar insan-ki insalığın çeyreği-elektrik olmadan yaşıyor.2005 de dünyanın en zengin yüzde 20lik kısmı yüzde 76.6 lık özel harcama gerçekleştirdi.en fakir yüzde 20siyse sadece % bir nokta beş.dünyanın en zengin ülkesindeki zengin ve fakir arasında uçurum diğer endüstri toplumlarındakinden daha da derin.bir yılda silahlara harcanan paranın yüzde birinden daha azıyla dünyadaki tüm çocuklar okullara yerşeleştirilebilir,ne yazık ki yapılmıyor.yılda 2.2 milyon çocuk aşılanmadığı için hayatını kaybediyor.

iddia ediyorum ki bilinen şeyler bazen yüksek sesle söylenmeli.

reyzdıeveyrnıss diyoruz biz buna siz var ne demek?

veriler;
Anup Shah, Poverty Facts and Stats, GlobalIssues.org, Last updated: Wednesday, September 03, 2008

by chamko rani



gece nekadar tatsız.anlamsıığğz.anlamsııııığız.(teşekkürler miss po'po'po)

That is I think it's not too bad

ikişer 10 ltden 20 ltlik su şişesi taşıyan ben belimin ağrısıyla birlikte başarabileceğimi göstermiş olmaktan gurur duyuyorum.bu da bi'şeydir.ben sadece ben tek başıma yapabiliyorum demek ki.bi'dahaki denemem 10lukların yanında kolaltıma 2lt sıkıştırmak suretiyle toplamda 24 lt.

La fac!

çok iç bunaltıcı bi'film izledim bugün ben.

yeni bi'şeylere alışmakla geçiyor hayat ve biz devamlı yeni bi'şeyler bulmaya çalışıyoruz verdiği acıya aldırmaksızın.layf saks

terliğim elimde ta..,aaa ufak bu.diyorum ki içimden hadi küçük böcük git eğlen gençliğinin tadını çıkar üstünde zıplayacağın nice ekmek kırıntıları nice (bu şapşal yemek yapmaya çalışırken oluşmuş) sebze meyve artığı var.hadi ikile mutfağa doğru.nasıl olsa iki üç gün sonra bu terliği kafana geçiricem.hadi git ve kendine "yaşanmışlıklar" yarat postmodern böcük.yapıyorum bunu.

milk cow blues

by terry richardson

büyüdüğümüzü anladık mı?öğrtmenim,sevgilimizle nikahlara gidiyoruz,kendimize ait nikah şekerlerimiz oluyor,evet diyorlar alkışlıyoruz,tebrikler ediyoruz,ve ama sonra kalabalıkta ardına saklanacak anne eteği arıyoruz.anlamadık ki biz.

clarity

by scottmetts


mekanların enerjileri geyiği yapılmasını sadece ve sadece hastahaneler söz konusu olduğunda anlayabilirim.hastahaneler çok sinir bozucu yerler.en çiçekler böcekler dolce vita "mood"unda olduğun sabahlarda bile bunlardan birine yolun düşerse yaşam sevincin iliklerinden çekiliyor çekiliyor çekil çek.off.ben şimdi yazmak için hafızamın derinliklerine inerken bile sabahki durum sıkıntılara gark ettiriyor beni.gark gark.
sadece hasta insanlar değil hasta ve yaşlı insanlar.lütfen beni yargılamayın dedikten sonra şunu demek isterim ki nefes darlığı çeken yaşlı insan gördüğümde nefesim daralır,yürüyemen olursa dizlerim titrer,birinin kalbi teklese çarpıntı basar.istemiyorum yani bu şekilde çevrelenmeyi.çünkü pimpirikliyim.şaka gibi kelime biliyorum.yani ben hastahaneye gittim ve siz gitmeyin.terli terli su içmeyin!

sehnsucht

gün bugündür.
* senin için rammstein göndermeli başlık aldım adam.

it still hurts 70 years later

post secret
iş olduğunu bilsem dünyaya gelmezdim

something borrowed

All the time I'm getting shot

The Organ-Steven Smith

*dan

something blue

kahretsin.morrissey konseri.önce ağlamak,sonra ağlayarak tepinircesine dans etmek,sonra ve sonra sahneye atlayıp mozu yere sermek,mikrofonunun kablosu olmak istiyorum.no regrets dedim değil mi.happiness?I'm so very sickened.

something old

kıs kıs gülüyorum.kıskıs.kanç.kıskaç.kıskaçlarım gıcır gıcır.evet.kıskanç(m)ı(şı)m.
insanın ol(a)mayacağını sandığı birine dönüşmesi ilginç,korkunç,üzücü ve de dalga geçilesi.
bu nedenle şaşırıyor,korkuyor,üzülüyor ve bencağızımla dalga geçiyorum.


30.07.2008 00:20

something new

toplu ulaşım taşıtları(t.u.t)nı kullanmayı sevmiyorum.bi'nedeni durduk yere tanımadığım insanlarla ilişki içinde olmama sebep olmaları.diğeriyse teyzeler.çeşit çeşit teyze.yürüyebileceğim yol için kullanmıyorum kesinlikle.20 30 dk yürürüm ama yine de binmem.dün ki t.u.t yla bile 20 30 dk süren bir yol gitmem gerekiyordu,kullanmak zorunda kaldım.ve biner binmez teyzelerle dolu maceralar başladı.bunlar, bu t.u.tları sanırım hayatlarına bi'renk,bi'neşe,bi'soluk moluk gelsin diye kullanan canlılar.
iki delikanlı şehirlerarası karayolu üstünde bi'durakta beklemekteler.sayın t.u.t şoförümüz ya allah demiş uçuyor tabi bu sabileri göremedi.sonra aynadan fark etmiş olacak ki bizi kamyon altında bırakma pahasına çocukları otobüse aldı.
şimdiiğ bu hikayemizde bizlerden yani çok değerli t.u.t yolcularından özür dilemesi gereken kişi kim?
e tabiğ ki şöfer! dediğinizi duyar gibiyim sevgili dünyalılar.
nah şöfer.
dün t.u.tndaki teyzeden aldığım bilgiye göre delikanlılarmış.
durakta bekledikleri için herhalde.onlar yüzünden ölücekmişiz.bıkbıkbık.çocuklardan biri de aynen benim dediğim gibi durakta beklediğimiz için özür mü dilicez dedi sonra ordan başka teyzeler doğru düzgün konuş bayanla dediler.sonra başkaları ve başkaları.çocuklar indikten sonra bile.şehirler böyleleriyle doldu muhabbeti başladı sonra.
hayır teyze!eğer özür dilicek biri varsa şu t.u.tnda o da sensin!içine ettin günümün.teyzelerle doldu şehir be!sus yeter!

we don't make mistakes here, we just have happy accidents*

by jormuncum

110808 bir yere not edilsin.
monopol şirketlere gıcıklık olsun diye(!) staj tercihimi böyle miniminnacık ufacık tefecik bi'imalathanede yapmaya karar vermiştim.bu benim için ilginç bi'deneyim olucaktı,farkındaydım.evet.okulu bitirmem gereken 2008 senesinde ilk stajımı yapıyor olmam nedeniyle garip bi'heyecan duymaktaydım.ta ki barnaklanana kadar!!hayır tahmin ettiğin şey değil yoğurt!
şimdi öyle bi'yer ki adam dün yaptıkları yoğurtları soğuk hava deposundan çıkarıyor, rafın üstünde kalmış olan yoğurtlara yukardan bi'şeyler dökülmüş olduğunu anlıyor,o dakka keskin türk zekasıyla "tüketici kitlemiz burda olmadığına göre ben bu yoğurdu barnaklar,bu pisliği temizler,üzerine de kapağımı kaparım" diye düşünüyor olmalı ki aklından geçenleri bir bir gerçekleştiriyor. o sırada ben de önlüğümle bu manzarayı izliyor gece hiç uyumamış olmama bağlamak istiyorum gördüklerimi rüya varsayıp.
vandayk kahverengisi* kadar gerçek bu yaşananlar.
12 oluyor saat ben diyorum ki yemek .
topuklarımı kıçıma vura vura koşuyorum kafadaki şapkayı elle kollayıp.

* a tribute to bob ross

işte bunu seviyorum

burdan buyrun

winnipeg

*

şimdi hani böyle toplu taşıma araçlarında yanına oturan teyzeyle muhabbet ediyorsun ya,havalar,iş,kısmet,aminler geliyor ya dilinin ucuna,o zaman sen büyümüş oluyorsun.konduramıyorsun.

sonra bir de şey var.sabaha karşı yattığında -şimdiler de 5 civarı buralarda-ezan sesiyle uyumaya çalışıyorsun,hani anlamadığın bi' dilde nameler ,alacakaranlık,kameraya doğru bakıp "benim adım aysiku kedisi,foğtarafçıyım,türkiyde her yerdi farklı biğ macira vağr,insanlar o güzler yaniyoğ " demek istiyosun, yok istemiyorum ,öyle hissediyosun. allahım diyosun ne mistik fıstık bi kauntriiğ.

NO ONE IS ILLEGAL - WE ARE ALL MIGRANTS*

diğer herşeyin önemini yitirdiği bi'zaman gelir çıkar karşına bazen.olanların sorumluluğunu iliğine kadar hissettiğin bi an.o an farkına varırsın ki bu anlarla dolu heryer.daha önce defalarca o anlarda farkına vardığın gibi.sadece bi anlığına farkındalık sahibi olan insanlar.o ana tanık olduğun televizyon karşısında ağlamamak için zor tutarsın kendini.kendimi.
o anlara tanıklık edip sahip olduğun pseudofarkındalık dolaylarında iliğine kadar hissetiğin sorumluluğun.

o anlardan biri

*no border!

if i had to choose a moment in time to take with me into eternity

if I were going to be obsessed about someone in further days ,this would be you

estetikle tansu çillere benzemek isteyen kadın

A--------------<--------x----------y


x:A yönünde hareket eden araç
y:hareket edemeyen araç :(

x uzaklığın artığının farkında olmaz.yninse gözleri xin yolunda olduğundan her adımında(ehem adım değil tabi her tekerlek çevresi yol alımında felan) artan uzaklığın farkında olmak zorundadır.tespit ettim.( e tabi xin de gözü yoldadır da ters istikamette yavrum.)

5 yaş altı iki çocukla tek başına kalan aysikukedisi bu işkenceye yarım saatten fazla dayanamamaktadır.tespit ettim.

sabah ateşler içinde yanıp akşama düzelebildiğim için bağışıklık sistemimi kutluyor,başarılarının devamını diliyorum.

mutluyuz di mi salih?

bazen salakça nedenler bulur.kızar,üzülür,kırılır.
başka salakça nedenler.kızar,üzülür,ağlar.
başka başka.
neden böyle yaptığını bilmiyorum.



It's not me,it's my hormones u bitch!

çok zaman bizde bazı eksikler olduğunu seziyoruz.bizdeki eksikliklerin başka birinde bulunduğunu sanıyoruz ve bizde ne varsa hepsini o kişiye veriyor,üstelik de ideal bir huzura ona bağışlıyoruz.kendimizin yarattığı bu mutlu kişinin artık hiçbir eksiği yoktur

ey ulu tanrım!önce akıl sahibi olup sonra onu kaybetmedikçe mutlu olmamak insanların kaderi mi?


elime geçince kitap dayanamadım altını çizdiğim bikaç şeyi yazdım buraya.ve şimdi de merak ediyorum ne düşünmüştüm o zaman.

no spider man!

by idunn_it

eskişehir'de herkesin elinde dondurma.yaşlısı genci güzeli çirkini çoluğu çocuğu dondurma yiyor mütemadiyen.ve eskişehir'de starbucks yok çeşit çeşit kafihaus var ammavelakin.

dünyanın tüm saf ve ürkek görünümlü insanları birleşin.sizleri seviyorum.

bi gün gelip sorsalar şu alemde ne olmak istemezdin ey aysikukedisi diye,ben de cevap versem şöyle ki;toplu taşıma araçlarında durmaksızın ses çıkaran böğüren ağlayan sıpaydırrmeğğnn* diye feryat eden elintersiylevurmalık çocuklarını usulusul konuşarak utana sıkıla susturmaya çırpınan ve başaramayan cefakar anne.


*örümcek adam da değil lan sıpaydırrr meğnn o ağlar içinde kal emi.

oh let me see your beauty when the witnesses are gone

daha demin düştüm ben.köpekler yüzünden.dizim kanadı hem de.küçük bi çocuk gibi.köşe başından köfte aldım.çakırkeyifim.keyifiz.keyifteydik.ankaradan gitmek gerek.yakında.dizim acıyo.üflücek kimse de yok.bu post kendini imha felan etmelidir.öyle de olacaktır.yahut olmayacaktır.


Ulver - Porn Piece Or The Scars Of Cold Kisses

bi insanın en sevdiği yemek bağmya olabilir miiaağ?

cevaplamayı reddediyorum.

as a birthday present

bunu istiyorum!

4 yaz önce 3 ay boyunca binlerce kez dinlemiştim evire çevire.şimdi geçen zamandan sonra evde bulunca yeniden koydum cdyi yükledim bilgisayara ve dinledim.şarkının bi yerinde boğazıma düğümlenenin nedeni mor ve ötesi'nin tartışmalı muhalifliği değildi.neydi.

we got a love between us and it's like electricity*

ayıptır söylemesi 13:30 da uyandığımda-ayıp olan saat-uykulu halimle elim power tuşuna gidiverdi-hep gider-sonrasında faltaşı gibi açılan gözlerim ve ağzımdan dökülen "AAAaaaa elektrikler yerli yerinde kiğğ!!".
Evet! olucak denilen şey olmamıştı,elektriklerim yanıbaşımda,benimle beraber dolayısıyla kettle'ım,laptop'um,tv'm,modem'im,tost makinem ve daha niceleri sevgili bilogcuğum!
Ertesinde sevincimden-öfkemden- anne baba araması yapıp "hani kesilecekti elektriğim!yalan yanlış infolarla benim ruh sağlığımla oynamaya ne hakkınız var" dedim suratlarına telefonu kapatmadan önce.




*suede-electricity

birazdan onu izlicem,çok heyecanlıyım.

aa o feridun mu?!

sepet sepet yumurta

Yaz okuluna gidilecek diye yapılmış apar topar bi tatil.gidilemeyen bi yaz okulu.sonuç=2.5 ay boyunca ufak çapkınlıklar dışında evinde mırlayacak bi aysikukedisi.dana adını verdiğimiz sevgili kişisi de cennet yurdumun sınırları dışında 0_O







Evde bi nevi dişi indiana jonesluk girişimlerim sonucu gizli dosyalara ulaştım.94ten kalma kişisel gelişim sürecimin sancılı yollarında ayağıma takılanlar.sen de DIY andaç çalışmaları,ben diyim olala.böyle oya bora fotoğrafları kesilmiş gazetelerden,kareli uyduruk ötesi bi defter bulunmuş,sonrasında önüne gelen adam çevrilip yaz buraya emri verilmiş.ama böyle bi kitch çalışma görmedim ben.gör de sen de yapma.



sonra bunu gördüm;


böyle güzel bişey,böyle böyle,hüzün.

Kadın gururuyla kumar oynamamalıdır

istanbul istiyorum ben.istanbul olayım.istanbul'da olayım.istanbul da istanbul.
geçmiş zaman olur ki ben korkardım da gidemez idim.o sebeble şebbellüt* suratlı herifin memleketine gelin gittim.gittim de dönemez oldum bir türlü.
kaçırdıklarım var bi'sürü oralarda bi yerde.
çapkınlık da yapmasam ikiaradabiderede ölüceğim yok başka yolu.


*kötü bi'şey.umarım.

We're the bi-products of a lifestyle obsession*

swedish furniture name generator


*Tyler Durden ,Fight Club

karpuz kabuğu

"maalesef ki bu sektörde de homoseksüeller çok"

yaz geldi ya canlı canlı,heyecanlı vs falan izleniyor evde.ha ben bir de sabahtan akşama wedding tv izliyorum hipnotize bir durumda hayırlara vesile olsun.mu olsun.

yukardaki demece homoseksüeller olmamış be izzetcim,ibne deyivereydin tutmayaydın kendini.

saksağan

bunu yazsam mı acaba?
neyi
bir şey var da aklımda uygun olmaz itibarım zedelenir korkusu içerisindeyim
itibarın?
neyse euro 08 de bi adam var enteresan yani enteresan değil de fatih terimlerin "coğrafyası"nda marjinal kaçar.
aaa merak ettim neymiş lan
Slaven Bilić var bi adet teknik adam hırvat böyle küpeli neyin
eauha çok marjinalmiş hakkaten
dur lan dahası var,hukuk mezunu ayrıyeten sen de rak ben diyim hevi metal grubu felan var.
:O
yaa

ben de yetersiz milliyetçilik sendromundan muzdaribim sanırım :(

Gobbledigook

çok mu güzel ne.

The painted veil

Women are always under the impression that men love them more that they really do.



Vakti zamanında bir yerde okumuştum, filmin birinden alıntılanmış olduğunu öğreninip o zaman ki halet i ruhiyem gereği eşsiz torrent koleksiyonuma katmıştım bahsi geçen filmi.Uzunca bir süre geçmesine rağmen hala izlememiş olduğumu bu gün *aşaklı finallerimin bitmesini fırsat bilip öğleden sonrayı da imdb vote history'me bir zincir daha eklemekle geçireyim bari dememle hatırladım.

Neyse efendim sonunda vakıf oldum da izledim.

Bir kere şu yukarda italik italik duran cümle artık çekici gelmiyor hatta f*ck genelleme diyorum.

İkincisi film boyunca geçen dönem almış olduğum sosyal psikoloji dersinden çıkarımlar yaparak, ayy ne kadar romantik lan diyen iç benliğim dış benliğimin oyuncağı oldu.Hanım kızımız sümsük diye adlandırabileceğimiz zevcini bir güzel aldatıyor filmin başlarında,ardından da sümsükman'in superman'e dönüşmesiyle aşık oluveriyor adama.Tabi şartlar da şart yani kolera almış başını gitmiş böyle zar zor zamanlar ki Çin'in ücra bir kasabasındalar.Orda kim olsa aşık olursun o derece.

Bu arada Kitty'nin kıyafetleri 20lerin sade ama etkileyici tarzında çok başarılıydı.

The bottom line,bu mantıkla romantik film izlenmez hayatım.


Not:Aslında taşak da yazarım fuck da ama bir kere dedim no adult content çoluk çocuk okusun.

surrealistic pillow

çarpıntım var,nedeni yok.

iki şarkı buldum.iki de fotoğraf.
içine girsem de dinleyiversem.




Redd - Nefes Bile Almadan
Sebastian Tellier - La Ritournelle

üç maymun

nuri bilge ceylan şöyle demiş
"aldığım bu ödülü tutkuyla sevdiğim,yalnız ve güzel ülkeme adıyorum."
cannes da en iyi yönetmen ödülünü kazandıktan sonra yaptığı konuşmada.

içerdiği siyasi mesaj ve yurtseverlik sosunu irdeleyemiyeceğim şuan.yalnız ve güzel ne naif bir tanımdır ceylan'ım.

noneurovisionary

Eurovision,karıkız,salla kıçı kap ödülü vs hikaye,gerçek olan an itibariyle aşık olduğum Sébastien Tellier.

ESC tarihinde duyduğum en güzel eurovisionvari olmayan ,evveliyatında videosunu gördüğüm anda ahanda ,kendisini oturup dinlediğimde oha dediğim şarkının sahibi.

Ben bir çılgınlık yapıp cumartesi gecesi sana oy bile verebilirim mösyö Tellier.

Ha bir de not bu adam ESCnin ertesi günü istanbul'da imiş lan!

SEBASTIEN TELLIER - DIVINE
Uploaded by LuckyNumber

tim walker

hayal gücü kıskanılası fotoğrafçı.

sound transit

Bulunduğum yerden başka yerler var.Bu yerler değişik değişik,çeşit çeşit,agucuk bugucuk,hık mık.Merak edilirler,görülmek,tadılmak,deneyimlenmek istenirler.(güzide ülkemin sınırlarının yakınına dahi ulaşmadım henüz).Böyle zamanlarda,merakımız ağır bastığında yani,kitap vardır,televizyon vardır,bilgisayarımızda internetimiz vardır,açarız bakarız,görürüz,"insanoğlu çeşit çeşit yarabbim" falan deriz(tamam demeyiz).Farklı yerlerden random ses kayıtları dinlemek istersek de artık şuraya gideceğiz,hatta uçuş falan ayarlayacağız destinasyonumuzu belirleyip ki hiç bir görsel bu denli bahtiyar kılmamıştı beni.

beautiful like a tree

artık daha fazla duygularımı sömürsün istemiyorum şarkılar lan,ulan.ciddi halde depresyona sokacaklar beni o olacak.genre fark etmiyor bir de, utanmadan hör hör bağırıyor ya da mıymıy geveliyorlar aynı melankolik "shit"leri .ne kadar loser varsa hepsi musikiye merak sarmış bir ben kalmışım gibi gibi.Stupidly happy desin istiyorum insanlar, relax,take it easy desin ciğerimi yesinler istiyorum.

veyahut şunu desinler topluca

Cause you're so beautiful
Like a, tree
Or a high-class prostitute
You're so beautiful
Mmm, you could be a part-time model

But you'd probably have to keep your normal job
A part-time model!
Spending part of your time, modelling,
and part of your time, next to me
My place is usually tidier than this...

şarkı sözü dediğin böyle olmalı,dır bence.bundan sonra.

art bitch

Daha dün Schiele'den bahsetmişken şunu görüp de buraya koymamak olmazdı.Harper's Bazaar Julianne Moore ile güzel bir çekim gerçekleştirmiş;çeşitli tablolar esas alınarak gerçekleştirilen bir moda çekimi.

Seated Woman With Bent Knee, 1917 by Egon Schiele

Yerli moda dergilerinde yer alan özentisiz,ordan burdan çarpma,yaratıcılık yoksunu çalışmalar gözümün önüne geldi şimdi.

Adele Bloch-Bauer I, 1907 by Gustav Klimt

Çalışmanın geri kalanına şurdan ulaşın hadi.

şair burda

And when the sun cools
And when the stars fall
That's when I come back, when I come back to you

diyorsun ama brett
ama öyle bir diyorsun ki güneş de söner yıldızlar da düşer domuz da uçar,herşey mümkündür değil mi'ye çıkıyor yol;

And like a fool, I run right back to you

*Brett Anderson - Back To You

çizemem ben mutluluk falan resim mesim

Çok isterdim ki elime kalem aldığım zaman sadece yazmakla kalmayayım 3 boyutluyu 2ye sığdırıvereyim.belki ilerde bu beceriksizliğim konusunda harekete geçerim kim bilir neyse beceriksiz olmam var olan beceriklilerin becerilerine kör kılmıyor ya beni.estetik,melankoli ve narsisizm 3lüsünü başarıyla bir araya getirebilmiş biri varsa biri benimdir diğeri de Egon Schiele.Bu Avusturyalı adam 28 yaşında ölmüş,sanatının nereye gidebileceğini gösteremeden.ispanyol gribinden.karısı gibi.3 gün sonra ve ondan.kız kardeşiyle aralarındaki yakın ilişki nedeniyle ensest ,sonradan yerleştiği bir kasabada çocukları çıplak model olarak kullanması nedeniyle de pedofilik ilişkiler yaşamış biri olarak da bilinir.annesine yazdığı bir mektupdaki şu alıntıya bakalım hadi hep beraber;

All beautiful and noble qualities have been united in me ... I shall be the fruit which will leave eternal vitality behind even after its decay. How great must be your joy, therefore, to have given birth to me.

Bu derecede de narsistliğin dibine vurmuştur aynı zamanda.

Etkileyici tarzı bunlardan mı ileri gelir bilmem,ben kendisinin eserlerini Gustav Klimt-resimlerini satın alır,yeteneğini geliştirmesini teşvik eder ki Schiele kendisinden oldukça etkilenmiştir-'in eserlerine tercih ederim.

hello sunshine

Il me semble que je serais toujours bien là où je ne suis pas, et cette question de déménagement en est une que je discute sans cesse avec mon âme.

It always seems to me that I will be better off there where I am not, and this question of moving about is one that I discuss endlessly with my soul.

*baudelaire

Vapur martı vs

Hakan Şükür nam-ı diğer Torinolu Şaban buyurmuş ki kutlu doğum haftasına yakışan bir maç olsun,ardından bazı düdük makarnaları da durmamış ve buyurmuş hebelehöbölö laiklik,din devlet,hıtbıt.Spor ve din işlerinin birbirinden ayrılması olarak açıklanan bir terim olsa da onu şuracıkta kullnıversem ben, evet spor ve din işleri.Normal şartlar altında bir ergen edasıyla hohoho ne diyo lan bu diye dalga geçiceğimiz bir olayı devlet büyükleri olsun köşe yazarları olsun mantıksızca eleştirince dalga da geçemiyorsun.Sevmem etmem adamı o başka amma velakin söylediği şu söz kendi naçizane fikrinden başka bir şey değildir,Cumhuriyet'e yakışır bir görüntü oluyor da kutlu doğum haftasına yakıştırınca mı adam sorun oluyor.Peygamberi örnek almalı diyor herkes kafasına vuruyoruz,Atatürk kahramanım, rol modelim diyemedi diye mi?Cidden hayat ne garip vapur martı vs.

karışık meyve suyu

civciv tavuk yavrusu değildir.tavuk yavrusu'dur tavuğun yavrusu.civciv ise civcivdir.

kafan karıştı değil mi.değil.

There is only one kind of dance: the Robot.

british accent güzeldir evet daha güzelini buldum; new zeland accent!
yavşak australian ile cool british melezi,konuşsunlar sen dinle öyle.
nerden geliyor bu sevdanın kökeni diye sorarlar adama.HBO dizisi The Flight of the Conchords'dan geliyor diye cevaplar adam da.
bu adamlar hakkaten 2 kişilik müzik grubu,dizide olduğu gibi.bölümler genellikle şarkıların konularıyla müteşekkil absürd hallerden oluşuyor.absürd kelime manasıyla.Kendilerini misal şöyle tanımlıyorlarmış;"New Zealand’s fourth most popular guitar-based digi-bongo acapella-rap-funk-comedy folk duo".tek sezonluk bir dizi olarak ömrünü tamamlamış gibi gözüküyor şimdilik konu edilicek şarkılar tükendiğinden.ne yazık!

şu alttaki video-i şahaneyi eklemezsem ayıp ederim.sondaki binary soloya dikkat eyle.

Go ask Alice

sawyer gelmiş diyara ve ben lineer regresyon nedir anlamadım.

They buy your happiness. Steal it.

13 gün ve sonra mayıs.
68.bindokuzyüzaltmışsekiz.
Fransa’da bahar,sokaklarda talebeler, kaldırım taşlarının altında plaj.

Herkes şimdi bunu konuşuyor,68 reloaded mı Fransa’daki olaylar?

Romantik solcu burjuva veletleri işgal eder Sorbonne’u,ardında gelen grevler, çatışmalar.Ne olursa olsun özgürlük.Despotizme açılan savaş.Elde edilen siyasi zafer değildiyse de sosyal hayatı kökünden değiştirdi çocuklar.
Kuşaklarına,68lilere getirilern eleştiriler olsa da-68 romantizminin overrated olması,düzenin oyuncak özgürlük dolanına alet olmaları vs- 68 ruhu bir çok genç kafanın başlangıç yapmasını sağlıyor o ya da bu şekilde.

Ben zaten vurulmuşum solun melankolikliğine.

Ve şöyle şeyler duyup heyecanlanmamak elde değil.

Breath

Kim ki-duk'un en beğendiğim filmlerinden biri değil belki.Yine de kim ki-duk.Mevsimler,hapishane,aşk,aldatan/aldatılan kadın,az ve öz kelam.

Kadının mevsimler fonu hazırlaması şahane bir görseldi,ardından dans ettiği sahneler de keza(fakat şarkı söyleme mevzu çok sinir bozucu,olabilir,uzak doğu kökenli lisanlarda şarkı söyleyen insanlara faşistçe yaklaşıp nefret etmek istiyor olabilirim,ama bu böyle).

Bilgisayar ekranındaki yansımasını gördüğümüz izleyici fikri de güzeldi ve aldatılan kadının bunu öğrendikten sonra kendini öldürmeye çalışan,karısını ve çocuklarını öldürmekten idama mahkum bir adama sürüklenmesi de manidardı.

Şu var ki mevsim temalı kim ki-duk isteniyorsa gidilecek yer Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom,yok hapishane,aldatılma ikilisyse eğer Bin-jip.nokta.

muppet

Eve dönüş yolunda gerçek kimliğimi ele verdim.


Ordan bakınca nasıl gözüktüğünü tahmin edebiliyorum az çok.ama inan ki delilik değil bu,salaklık hiç değil,ciddi bir kişilik bunalımı diyeceksen ,cık o da değil.
Bu benim.

Çivisi çıkmış düzenin resmedildiği bu sezon trendleriyle bezeli dergimin ardından kahve eşliğinde özgürlüğün düşmanı otoritelerin-emek üstündeki otorite sermaye ve haklar üstündeki otorite devlet- nasıl yok edilmesi gerektiğinden dem vuran anarşist felsefe adlı kitabın sayfalarını karıştırdım.

Dergiyi ne kadar ilgimi çekiyorsa kitap da öyle.Bana ordan bir red bir de elle ver amca.

Otobüs perona yaklaşırken ispanyol markalı ceketimin made in morocco'lu etiketini gördüm,amerikan pabuçlarim da made in chine idi;rujumu tazelerken kulaklarımda el pueblo unido jamas sera vencido.

hımm.

.

Kişi aşık olduğunun fotoğrafını görünce,beyninde öyle şeyler oluyormuş ki kokain almış birininkine eş değer.

ve Grey's Anatomyde Meredith'cim der ki;

In the hospital, we see addiction every day. It's shocking, how many kinds of addiction exist. It would be too easy if it was just drugs and booze and cigarettes. I think the hardest part of kicking a habit is wanting to kick it. I mean, we get addicted for a reason, right? Often, too often, things that start out as just a normal part of your life at some point cross the line to obsessive, compulsive, out of control. It's the high we're chasing, the high that makes everything else fade away....

....The thing about addiction is, it never ends well. Because eventually, whatever it is that was getting us high, stops feeling good, and starts to hurt. Still, they say you don't kick the habit until you hit rock bottom. But how do you know when you are there? Because no matter how badly a thing is hurting us, sometimes, letting it go hurts even worse.

the yeh-yeh girl from paris

geçmişte güzellik saklı


ilham.

cherry blossom cat

yazdır benim olan,ama şimdilerde bahar aklımı çeliyor.
yalancı çıktı o da.




kediler tanakawho
kareler .ash
muhteşem ağaç aysikukedisi
daha da muhteşem ağaç dalı jormungand